wakerUPpers

"İnsan tepkileri içinde en belirgini, gerçeği reddetmektir."

sanırım tükeniyorum

içimi dökmeye ihtiyacım var. burdayım yine. birbirimizden gitmemizin üzerinden 10 ay geçti. bu 10 ayda ne kendime gelebildim ne kendimi bulabildim. kavgalarımızı, hırçınlığını, beni tüketişini bile özledim. rüyalarımda yaşattım seni, düşüncelerimde var oldun hep. hani geldin ya çalıştığım yere geçen gün, sana sarılmamak için zor tuttum kendimi. uzaktan uzaktan izledim, köşe bucak kaçtım. beni görmeni istemedim. seni görmek istemedim ama yine de o soğuk havada incecik bluzumla titreyen parmaklarımın arasından çekerken sigaramın dumanını, gözlerimi ayıramadım senden. belki beni görmeye geldin belki artık umrunda değildim. bu ikilem bitirdi beni. seni iliklerime kadar istediğimi, hissettiğimi biliyorum. seninle olmamanın tek nedeni seni mutlu edememekten korkmak. yoksa hırçınlıklarının bi önemi yok. hayatıma aldığım her kadın beni tüketiyor. bunu hissediyorum. onlar sen olamıyor. aslında onlardan sen olmalarını da beklemiyorum. sadece seni bekliyorum ve seni beklerken tükeniyorum.

sen beni çok mu sevdin

ne diyordun bana?

"seni çok seviyorum. sen sanıyor musun ki seni benim kadar seveni bulabileceğini, aptallık etme, sakın elimi bırakma." demiştin. hatırlar mısın...

belki haklıydın. beni çok sevdin. çok aşıktın ve sevgin, aşkın hiç bir zaman karşılıksız değildi. şu an zihnimde bu cümleleri kuruyorsam hala seni unutamadığımdan, hala seni deliler gibi sevdiğimden. biliyorum ki elini tekrar uzatsan kabul edeceğim, elimi tekrar uzatsam kabul edeceksin.sana bir kavgamızda behzat ç. repliği ile "tamam, mutlu olmak zorunda değiliz, biz de mutsuz olalım, ben seninle mutsuzluğa da varım" demiştim. ama o dizilerde filmlerde oluyormuş. şu an mutlu musun diye soracak olursan, hayatımın en mutsuz dönemindeyim. 

biz,
ikimiz, birbirimizi farklı sevdik. sen benim sevgimi anlayamadın. ben seni çok sevmedim hiç. ben seni çok güzel sevdim. belki de bu yüzden sevdin sen de beni. ben seni güzel sevdim, sen beni çok sevdin. çok sevdin, çok dövdün, çok kırdın, çok hırpaladın, çok düşündün, çok bağırdın, çok küfrettin, çok çok çok çok... her şeyi çok yaptın. 

bir gün karşıma çıkarsan ve beni neden terk ettin diye sorarsan eğer,
ben seni hiçbir zaman terketmedim. sen her şeyi çok yaparak terkettin beni.

ve çok istiyorum sana dönmeyi,
ama dönemiyorum. o kadar çok kırılmış ki gururum, dönemiyorum.

robot gibiyiz kardeşim

robot gibi hissediyorum kendimi, mutlu değilim mutlu görünmeye çalışıyorum, güçlü değilim güçlü görünmeye çalışıyorum. çok fena yoruldum kardeşim. şu siktimin dünyasında niye birbirimizi dinlendirmek yerine yormayı tercih ediyoruz anlamıyorum. dün uğruna canını bile verebileceğinizi söylediğiniz kişiyi yorun, istismar edin sonra da o hiç olmamış gibi davranın. güzellik bunun neresinde güzel kardeşim. birine hayaller kurdurup sonra yok saymanın cinayetten farkı nedir? ah be güzel kardeşim, sevmekten mi yorulalım yoksa çok sevilmekten mi? insan kendisinden başka kimi sevebilir ki? seviyorum dediğin kişi seni mutlu ettiği için seviyorsun ya, sen onu değil kendini seviyorsun aslında. sana yaşattığı heyecanla seni diri tutmasını seviyorsun. birden yok olunca ise sen de yok oluveriyorsun. şimdi biz aşka nasıl inanacağız güzel kardeşim.

yalnızlık - özgürlük

ve sabahları kimse sizi uyandırmadığında, geceleri kimse sizi beklemediğinde ve ne dilerseniz yapabildiğinizde, buna ne dersiniz, özgürlük mü, yoksa yalnızlık mı?

charles bukowski

wakerupper kimdir?

etrafınızda hiç yoksa en az bir tane wakerupper vardır. bu belki babanızdır, belki anneniz, belki de siz nasıl zengin olacağım diye hayaller kurarken suratınıza tokat gibi gerçeklerinizi çarpan en yakın arkadaşınız olabilir. "abi halving öncesi 10.000 liralık bitcoin aldım, kesin 150.000 dolar olacak" dediğinizde "ulan aldığın 0,0047 bitcoin,150.000 dolar olsa 10.000 liran olur 227.000 lira. baktığın zaman güzel kâr fakat 227.000 lira ile bi araba dahi alamazsın. zaten enflasyonda da seneye erir o para. anca güzel bi tatil parası çıkartırsın ki bitcoin 150.000 dolar olacak daha.hayalin bile fakir sen nasıl zengin olacaksın amk" diyen aslandır o.

filmlerden yapay zeka örnekleri

en bilinen tabiki de matrixden ajan smith. çok derin bir felsefeye sahip olan bu filmin baş karakteri neo'nun karşısında duran bir yapay zeka. daha geriye gittiğimiz zaman kara şimşek'in konuşan arabası kitt. o zamanlar vay anasını diyorduk değil mi? gerçek dışı görünüyordu. terminatör, wall-e ve star wars'dan r2 d2. televizyon ve sinema ekranlarında bunları gördüğümüzde yapay zeka demedik hiç. konuşan eğlenceli robotlar olarak gördük hep. geleceğin bu kadar yakın bir zaman olduğunu tahmin etmemiştik. şöyle bidüşünüyorum da jetgiller çizgi filmindeki tüm futuristik düşünceler gerçekleşmiş. bir çok evde temizlik robotları, hemen hemen herkesin kolunda akıllı saatler, zoom toplantıları, uçan arabalar ve daha fazlası. belki de bu filmler ile bize bir şeyler anlatılmak isteniyordur. uzun geçmiş yıllarda cep telefonları yokken filmlerde cep telefonlarının kullanılması, robotların konuşması ve işlerimize yardımcı olması bizi bugünkü geleceğe hazırlamak için olmuş olabilir mi? günümüz filmlerinde gördüğümüz ise yapay zeka ile gireceğimiz amansız bir savaş. belki bu da bir hazırlıktır. biz sizi uyandırmaya çalıştık ama anlamadınızdır. ne diyelim, biz bu filmleri izliyoruz, birileri de filmlerdeki senaryoları gerçekleştiriyor. 

sitenin ismi neden wakeruppers?

aslında hayvanca istediğim isim nebuchadnezzar'dı. kundurasını siktiğim birisi bu alan adını almış. wakeupbro olarak devam edeyim dedim o da alınmış. wakeruppers olarak kullanmaya karar verdim. içime sindi diyebilirim. bu sitede wakerupper olarak nitelendirdiğim isimleri paylaşmayı düşünüyorum. yazdığım isimlerin çoğunu mutlaka tanıyor olacaksınız. bir ifşalama sitesi olarak düşünmeyin bunu söylediğim için. gülüp geçin veya yazdıklarımın sağından solundan tırtıklayıp flörtlerinize muhabbet malzemesi yapın. neyse konuyu dağıtmadan sitenin adının neden wakerupper olduğuna gelecek olursak bunu zamanla anlayacağınızı söyleyebilirim.

kendi kendime "merhaba dünya"

bu siteyi kurarken sizlere bir faydası olsun, bir fikir veya ideoloji paylaşmak için kurmadım. canım sıkıldı kurdum. sözlüklerde ampır ampır açılan başlıkları okumaktan sıkıldım ve kendim çalıp kendim oynamaya karar verdim. bu küçük sitede dolanırken belki kafanızda bi boklar canlanacak, belki ne diyor bu kundurasını siktiğim diyeceksiniz. kimisinin kafasında şahsım, azcık kod bilen bir ergen, kimisinin kafasında ise ergenliğini yaşayamamış bir ergin olarak belirecek. matrix ile kafayı bozmuş bir deli değilim. belki de öyleyim, bilmiyorum. buna siz karar verirsiniz ama daha o kadar sıyırmadım. bana söv-lemek istedikleriniz varsa yukarıdaki menüyü kurcalayın. haa bu arada isme de çok takılmayın. wakeruppers ne anlama geliyor, niye türkçe kullanmadın diyenin kundurasını sikerim.